3 Aralık 2013 Salı

Diyanet İşleri Başkanlığı'na Dilekçe

 (18/04/2012) DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINA

İLGİ : 30.07.2011 ve 23.11.2011 tarihli dilekçelerim. 16 Nisan 2012 
Yaptığım çeşitli başvurularım üzerine, eski başkan sayın Mehmet Nuri YILMAZ tarafından yayımlanan 09.06.2011 tarih ve 658 sayılı 2 sayfalık fetva genelgesinde özetle; Çingenelere 45 asırlık hurafelerle yapılan suçlamaların İslam'a uygun olmadığı, Çingenelerle evlilik yapılmayacağına dair Kuran'da ve Hz. Peygamberin hadislerinde herhangi bir hükmün bulunmadığı, insanları potansiyel suçlu görmenin günah olduğu bildirilmiştir. Çingeneler hakkındaki yanlış inanç ve kanaatlerin önlenmesi için öncelikle din görevlilerinin bilgilendirilmesi, vaaz ve hutbeler ile TV ve radyolarda yapılan dini ve ahlaki sohbetlerde halkı aydınlatıcı bilgiler verilmesi istenmiştir… Diyanet tarihinde ilk kez gerçekleştirilen ve devrim niteliğinde olan bu genelgeyle, büyük bir insanlık hizmeti verilmiştir!...


Ancak, Çingenelere yönelik hurafelerden kurtulamayan müftüler, genelgede bildirilen görevlerini yeterince yapmadılar! Kimileri de geçersiz bahanelerle savsakladılar, geçiştirdiler!...

Yaptığım uzun süreli uğraşlarım sonunda; bazı bakanlıklara ait kitaplarda ve yasa maddelerinde Çingeneleri kötü ve suçlu tanıtan yazılar çıkartıldı… Vatandaşlıkla ilgili gizli uygulama emri iptal edildi.

...* Üniversitesi Rektör Yardımcısı ...*, doçentlik tezi kitabında "Çingeneler inançsız ve nikahsızdırlar!...Hırsızlık, fuhuş yaparlar! Karıları kocalarını aldatırlar" şeklinde yazmıştır!... İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği'nin yayımladığı ve dağıttığı bir kitapta, "..Çingeneler Müslüman ve Hıristiyan değillerdir. Belli bir dinleri yoktur." şeklinde yazılmıştır*!... Kadınlar Dünyası Dergisine röportaj veren emekli bir öğretmen, Aydın/Acarlar halkı için, "Çingene olsalardı, ne camileri ne de kiliseleri olurdu" demiştir!... Çok yanlış!... 10 yıl müftülük yapan Başmüfettiş ...* "Çingenelerle evlilik yapılır ama, çevremde dışlanacağım için, 2 oğlumun da bir Çingene hanımla evlenmesine izin vermem" diyebilmiştir!... İnsanlar küçük yaştan itibaren yanlışlarla şartlandırılırsa, sonuç işte böyle olur!...

Örnekler çok…"Önyargıları yıkmak, bir atomu parçalamaktan zordur" diyen Albert EİNSTEİN çok haklıymış… İşte bu önyargılar sebebiyle 05.01.2011 tarihinde, Manisa'nın Selendi ilçe merkezinde oturan Çingenelere taşlı-sopalı gece baskını yapılmış; evleri, arabaları, işyerleri yakılmış, üstelik Gördes'e ve Salihli'ye sürgün edilmişlerdir!... Yetkililer önyargılı olmasalardı, bu tehlikeli olay yaşanmazdı!...

Gene bu yüzden; bakanlık, başbakanlık yapan, bilim adamı ve bürokrat olan, sanatının zirvesine ulaşan Çingeneler bile, özkimliklerini hala gizliyorlar!... Bunların isimlerini kitabımda açıklayınca, bazı ünlü Çingeneler kendilerine hakaret ettiğim zannıyla, hakkımda dava açmak istediler. Ama açamadılar. İnsanlar önyargılarından ve kimlik gizleme ihtiyacından mutlaka kurtarılmalıdır…

Fetva genelgesi öncesinde vaaz ve hutbelerde, TV ve radyo programlarında Müslümanlık ve kardeşlik konularında yapılan eğitim konuşmalarında Çingene ismi hiç kullanılmadığı için sorunlar daha da artmıştır!...

Bir yıl önce sizi ziyaret ettiğimde, bütün bunları anlattım. Sorunların çözümlenmesi ve daha büyük sıkıntıların yaşanmaması için, benim de katılacağım uzman ve gönüllü kişilerden seçilecek ekiplerin oluşturulmasını; bu kişilere televizyonlarda fetva genelgesine uygun eğitim programları yaptırılmasını; üniversitelerde ve sivil toplum kuruluşlarında konferanslar ve paneller düzenlenmesini talep ettim...

Siz arayacağınızı söylediniz, ama hiç aramadınız!. İlgide kayıtlı dilekçelerime hala cevap verilmedi!... Neden? Yoksa siz de mi önyargılısınız? Hayır, sanmıyorum… Siz, bu sorunları çözmekle yükümlü büyük bir kuruluşun en tepesine ulaşmış kişi olarak, vurdumduymaz ve adam sendeci olamazsınız… Bu vebali taşıyamazsınız…

Sorunların çözümlenmesi için, verilecek hizmetlerin daha etkili ve daha kalıcı olması için, yapılacak eğitim konuşmalarında genelgede olduğu gibi, Çingene ismi mutlaka kullanılmalıdır. Bu konuda ileri sürülecek mazeretler "ipe un sermek"; görevden, hizmet vermekten kaçmak demektir… Sorunlara seyirci olmak, yeni sorunlar yaratmak demektir… Sorunlar bir an önce çözümlenmelidir…

Bu insanlık hizmetinin en iyi şekilde gerçekleşmesi için müftülüklere gönderilecek bir yazıyla, söz konusu genelgede bildirilen eğitim hizmetlerinin tekrarlanması istenmelidir… Genelge, internet sitenizde ve derginizde yayımlanmalıdır…

Bu tarihi hizmetin gerçekleştirilmesinden, 2 kez açılım çalıştayı yapan ve Çingene toplumuna önemli hizmetler vadeden Sayın Başbakanımızın da memnun olacağını umuyorum. İsterseniz, federasyonumuzun da yazılı başvurusunu sağlarım.

15 yıl önce başladığım konuyla ilgili eğitim çalışmalarımı sürdürüyorum. Emirlerinizi ve cevabınızı bekliyorum. Saygılarımla.16.04.2012

*Mustafa Aksu: Araştırmacı-Yazar (EDROM Federasyonu Onursal Başkanı)

*Orjinal dilekçede yer alan kişi ve kurum isimleri sitede yayınlanırken editör tarafından metinden çıkarılmıştır.

*Mazlum-Der tarafından daha sonra yapılan açıklamada bu hata için özür dilenmiş ve ilgili ifadelerin metinden çıkarıldığı ifade edilmiştir.



irtibat: aksumustafa@gmail.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder